top of page

Teşekkürler!

SARIDJE

“Gözlerine inanamamak…”

 

Artık Türk Dil Kurumunun güncellemesi gereken bir deyimdir.

 

Çünkü artık gözlerine inanma. Önümüzdeki birkaç yıl içinde dijital ve basılı medyada gördüklerinin büyük bir bölümü gerçek olmayacak.

 

Peki, gözümüze inanamayacaksak neye inanacağız?

 

“Ateş olmayan yerden duman çıkmaz” atasözüne bağlı bir kültür için bu çok zor bir problemdir. Yine de her koşulda önce insana danışacağız.

 

Kim bilir, belki de yapay zekâ’nın hiç beklenmedik bir sonucu, insanların birbiriyle daha fazla iletişim kurmasına sebep olmak olur.

"Yaratıcılık AI ile nasıl mücadele edecek?"


Diğer her şeyde olduğu gibi: Herkesten ve her şeyden farklı görerek.


Evet, AI büyük, sınırsız ve yorulmayan bir makine.


Evet, rekabet hiç olmadığı kadar zor.


Ama orijinal ve otantik olan hâlâ gerçek.


Ve gerçek hâlâ çok değerli.


 

Biliyoruz ki ABD, diğer her şeyde olduğu gibi franchise dünyasının da lideri. Avrupa’dan çıkıp global olmuş Starbucks veya McDonald’s tarzı girişim sayısı bir elin üç parmağını geçmez (Costa, Pret, belki Paul).


Soru şu: Avrupa’nın başaramadığını biz yapabilir miyiz?


Nusret bunun için bir şans yakaladı, ama o da hızlı şekilde ivmesini kaybetti. Bu meseleyi uzun zamandır düşünüyor ve okuyorum; nihayetinde vardığım sonuç şu: Yapamayız.


Birincisi, bu ekosistemin çok dışındayız. İkincisi, taklitçilik neredeyse kültür haline gelmiş durumda; özgünlük ise yok denecek kadar az. Ve hepsinin üzerine bir de şu gerçek var: Dünya artık bizi sevmiyor (MENA ve bazı Afrika ülkeleri hariç).


Samimiyetle söylüyorum, bu kasıtlı bir karamsarlık değil, bir tespit. Eğer ciddi bir yatırım gücün varsa ve biri sana bu alanda göz kırpıyorsa, paranı bu işe gömme derim.

bottom of page