top of page

Teşekkürler!

SARIDJE

Açıklık bu topraklarda yitik bir kavramdır. Karşıtı, katakulli, her yerdedir. Olağan olan ve beklenen de budur. Bu durum bize iki şey yapar: Görünmeyenden sürekli tedirgin, görünen olana karşı ise daima şüphe içinde yaşatır.


Biri insanı huzursuz, diğeri ise kuruntuya mahkûm bırakır.


Açıklık; sorumluluk, dürüstlük ve çalışkanlık gibi kavramların etrafında hayat bulur.


Açıklık, hüsnüzan ve güven ile sürdürülebilir kılınır.


Açıklık, her şeyin ötesinde, bir verimlilik metriğidir.


Varsa o mahallede, o ekonomide refah vardır; yoksa yokluk, yolsuzluk, israf ve yıkım…

Blog, neredeyse ilk günden bugüne, hep pazarlama, ticaret, motivasyon ve gündelik hayattan çıkarımlara odaklandı. Çok nadir de olsa politika üzerine yazdığım oldu. Neredeyse 6 yılı aşkın süredir her gün yazdığım bu blogda yapay zekâya politika ile ilgili yazıların oranını sordum. Cevap: %6.


İnanır mısın bilmem ama reaksiyon alma oranımda bu %6’lık pay, toplamın %70’inden fazlasını oluşturuyor.


Yani biz çok politik bir toplumuz.


Peki neden politika yazıyorum?


Siyaset bilimi eğitimi almış biri olarak şunu net söyleyebilirim: Politik olmak ile politikaları konuşmak çok farklı şeylerdir. Ben politik değilim. Taraf tutmuyorum. Hatta taraf olma kavramına inanan bir insan da değilim. “Bitaraf olan bertaraf olur” sözünün de atalarımızın ortaya attığı en büyük zırvalardan biri olduğunu düşünüyorum.


Politikaları yazıp konuşuyorum çünkü politika yapıcılar, hiçbir sosyal entitenin elinde bulundurmadığı bir güce sahiptir: Yürütme yetkisine. Bu yetki sınırlandırılmadığı ve denetlenmediği sürece, maliyetini hem politik olan hem de olmayan ödeyecektir. Bu bir hak meselesidir.


Benim fikir beyanım, yolda kapısı açık giden bir aracı fark edip uyarmak isteyen dürtüden farksızdır.


Öyle oku. Öyle anla.

  • Aug 15

Erken, sorunlu bir kavramdır ve muhtemelen birçok durumda geç kalmaktan daha problemlidir. Mesela fırından bir şeyi erken çıkarmak aksine kıyasla tüm süreci baltalayabilir. Testleri tamamlanmamış bir ilacı piyasaya sürmek canlara mal olabilir. Erken varmak, yeri doldurulamaz bir boşlukta beklemektir. Erken hasat, ürünü külliyen murdar eder. Erken konuşmak veya davranmak, herhangi bir meselede başarı şansınızı sıfıra çekebilir. Erken zafer kutlaması bir faciaya dönüşebilir.


Erken, genellikle keyifli bir alan değildir. Bu düşünülerek mi seçildi bilmiyorum ama “Erken Seçim” doğru bir kavram değil.


Türkiye’nin bugün ihtiyacı olan şey erken değil; gerekli zamanı gelmiş, hatta geçmiş, olmazsa olmaz bir seçimdir.


Erken değildir.

bottom of page