top of page

Teşekkürler!

SARIDJE

Benim bir işi senden daha hızlı ve etkili yapıyor olmam, sende “Ya ne olacak, 5 dakikanı alır!” saflığına neden olmasın.


Meramım, “Yapmam beş dakika, öğrenmem beş asır aldı.” lakırdısından farklıdır. Evet, bu geçerli ve öğretilmesi gereken bir gerçektir. Ancak bazı insanlar hazıra alışır. Bazılarının hayatı güzel denk gelir, işleri kolay yürür. Bu da onlarda, minnettarlık yerine her şeyin hep böyle gitmesi gerektiği yanılgısıyla garip bir bencilliğe yol açar. İşte o insan, “beş dakika, beş asır” falan anlamaz. Böyleleriyle karşılaştığınızda, anlatın. Ve bir kere de olsa işlerin her zaman istedikleri gibi gitmeyebileceğini onlara gösterin.


Hayırlı hafta sonları.

  • May 22

Roger Federer'in Mayıs 2024'te Harvard mezuniyet töreninde yaptığı konuşmada,

sadece Pazaralam açısından değil, birçok konuda altın değerinde bir tespit yapmıştı:


"Kariyerim boyunca maçlarımın neredeyse %80’ini kazandım... ama oynadığım puanların sadece yaklaşık %54’ünü. Neredeyse her iki puandan birini kaybedince, her hatada takılı kalmamayı öğreniyorsunuz."


Federer, oynadığı puanların yarısını kaybetti. Bu, günün neredeyse yarısı demek. Bu istatistik, yaptığın işin yarısında başarısız olup yine de en iyisi olabileceğinin kanıtı.

Mesele, yılmadan ve istikrarla aynı kulvarda koşmak. Her heyecan verici ve dikkat dağıtıcı fırsata zıplamamak. %46 kusur, %100 efsane olmak için yeter.

Kültür üretmekle kültür tüketmek, bazen aynı şey gibi görünse de, aslında birbirinden inanılmaz derecede farklı konseptlerdir. Şu anda müşterisi olduğumuz her ürünle -Netflix’ten iPhone’a kadar Amerikan- kültürünü tüketiyoruz. Ancak bu tüketim, bir yerlerde yeni kültürlerin üretilmesine hizmet ediyor.


Kültürün ithalatçısı olmak, ürün ithalatçısı olmaktan çok daha riskli bir ekonomik handikaptır.


Bunu aşmak yıllar alır, ve biz henüz yolun başındayız.

bottom of page