top of page

Teşekkürler!

SARIDJE

Bugün Türkiye ekonomisinden birkaç başlık:


“Merkez Bankası rezervlerinde artış sürüyor.”

“Bakan Şimşek: Yatırımcılar geliyor.”


"Tamam, o zaman işler düzeliyor." derken, bir sonraki slayt:


“15-34 yaş grubunda 6,7 milyon işsiz!”


Bu olumsuz verinin doğru olmadığından neredeyse eminiz. Çünkü ülkede ciddi bir kayıt dışılık sorunu var. Ancak ilk iki verinin iyi yanına da sevinemiyoruz. Çünkü biliyoruz ki arkası boş.


Biliyoruz ki, yapmakta olduğumuz birçok şey ve başımıza gelen birçok sorun, gerçekle olan takasımızın değil; inançlarımızın bir sonucudur.


Nasıl inandığımızı değiştirmediğimiz sürece, gelecek bugünden farklı olmayacak.

Geçenlerde önüme eski bir video düştü. Biri, Denzel Washington’a neden (Siyahi bir Amerikalı aileyi konu alan) kendi filmini kendisinin çekmeyi seçtiğini soruyor. Denzel’in cevabı yaklaşık olarak şöyle: “Steven Spielberg Schindler’s List’i çekti, Martin Scorsese de Goodfellas’ı. İkisinden biri diğerini yönetebilirdi ama yapmadılar. Çünkü arada kültürel farklar var.”


Eğer bir ürünün, işin, sektörün, sanatın, şehrin veya insanın kültürüne ait değilsen, orada bir şey geliştiremezsin. Yapsan bile zorlama olur. Kültür, DNA kadar belirleyicidir. Gizlenebilirsin ama görünür olamazsın.


Hayırlı haftalar.

Artık pazar, hem internetin aldığı form ve ulaştığı alanlar hem de internet ürünlerinin kolaylaştırdığı günlük yaşamın etkisiyle, ciddi bir “Bir şeyleri yanlış mı yapıyorum?” anksiyetesine dönüşmüş durumda. Bu kaygı bozukluğu, domatesi nasıl yıkadığımızdan çocuğumuza nasıl davrandığımıza kadar hayatın her alanına sirayet ediyor. Sebebi ise çok basit:


Anlayabileceğimiz, yani tüketebileceğimizin çok üzerinde, bilgi görünümlü bir içerik arzı mevcut. Neden bilgi görünümlü? Çünkü sosyal medya aracılığıyla tükettiğimiz pratik bilgilerin çoğu, denenmemiş ve kanıtlanmamış, sadece mantıklı çıkarımlardan ibaret. Ve evet, her mantıklı görünen şey nihai doğru değildir. Daha dün, bir kadın doktorun kemik iliğinin çocuklara zararlı olduğunu iddia ettiğini okuduk. Açıklamaları da gayet mantıklıydı(!) Oysa yıllardır bize bunun tam tersinin faydalı olduğu öğretiliyor. Bu ve benzeri içerikleri paylaşanların amacı, gerçeği ortaya koymak ya da ispatlamak değil; ilgi çekmek ve etkileşim almaktır.


Yoruluyoruz dostlar...


Bu yorgunluk, bizi çok daha az tüketen -ve nihayetinde mevcut ekonomik sistemi çıkmaza sokacak- bir yola doğru sürüklüyor.


19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’mız kutlu olsun. Sevgiler.

bottom of page