top of page

Teşekkürler!

SARIDJE

  • May 5

Bugün sokak ortasında infaz edilen bir kadının videosunu izledim. Türkiye’nin sorunlarını, bu ülkede yaşamadığım yıllardan beri eleştiriyorum. Bahsettiğim süreç yaklaşık 30 yıla dayanıyor. Çözüme yönelik önerilerimin biçimi ya da siyasi ambalajı zamanla değişmiş olsa da, eksikleri hep doğru analiz ettiğimi düşünüyorum. Kulağa ne kadar apokaliptik gelse de, Türkiye bugün büyük bir çöküşün eşiğinde. Bu artık bir tahmin değil; somut bir gerçek.

 

Hukuk sisteminin işlemediği, anayasal birliğin sağlanamadığı, ayrılıkçı odakların günden güne güç kazandığı, ekonomik ajandanın iflas ettiği, eğitim, tarım ve hayvancılığın neredeyse yok olduğu bir habitattan hiçbir ülke sağlıklı bir çıkış yolu bulamaz.

 

Evet, Türkiye bir şekilde ayakta kalacaktır. Ama bizim bildiğimiz Türkiye olarak değil.

 

Şu anda Türkiye’de hiçbir Türk entelektüel yapı size bu düzeyde bir uyarıda bulunmaz. Kendinizi, çoluğunuzu çocuğunuzu buna hazırlayın.

  • May 4

 Konfor alanımızı güçlendirecek ürünler üretmek için, konfor alanımız hiç olmadığı kadar geniş. Artık ihtiyaçlar fazlasıyla karşılanıyor. 90’lar, bir Levi’s tişörtün 5 yıl giyildiği yıllardı. Şimdiyse belki bir sezon dayanıyor. Ve hayır, boomer’ların iddia ettiği gibi bunun nedeni bugünkü ürünlerin "dandik", eskilerin ise "çok kaliteli" olması değil.


“Konforu nasıl tatmin ederiz?” sorusu lüks bir sorudur. Bu soru, toplumsal bir zenginlik ve bolluk ortamı gerektirir. Bir sonraki adım ise şu soruyla gelir: “Fazlalıklardan nasıl kurtuluruz?” Dumbphone akımı tam da bu sorunun ürünüdür. Ve elbette, bu da mental konfor sağlamak üzere tasarlanmıştır.


Konfor artık temel bir ihtiyaç. Aynı zamanda bir ürün konsepti. Ürünü burada doğru konumlandırmak, gerçekten kritik bir meseledir.


Hayırlı haftalar.

Bir problemi çözeceksek, kendimizi hafife alıp problemi ciddiye almamız gerekir.Eğer olası bir problem icat edeceksek (örneğin, “Maslak’ta göçük olursa ne olur?” ya da “Şirket finansal strese girerse ne yaparız?” gibi), bu kez kendimizi ciddiye alıp problemi hafife almamız elzemdir.


İlk durumda zaman, katlanan bir maliyetle gelir; ciddiyetsizlik ölümcül olabilir.İkinci durumda ise strateji ve öngörü devreye girer. Bu durumda da sürecin güçlü bir ego ile yönetilmesi gerekir.


Uzatmadan: İhtiyat ve özgüven, doğru dozda harika sonuçlar aldırır.

bottom of page