Tavsiyeden kaç
- saridje
- 1 day ago
- 1 min read
Albert Einstein’a atfedilen bir söz vardır:
“Asla tavsiye vermem; zeki bir insan buna ihtiyaç duymaz, aptal bir insan da dinlemez.”
Ben de benzer şekilde, bireysel olarak öğüt ya da tavsiye vermeyi hiç sevmem. Ama ironik biçimde, her gün tavsiye veren bir blog yazıyorum.
Bu çelişkinin özünde -birçok çelişkide olduğu gibi- birebir ilişkilerin problemli tarafı bulunur. Tanımadığımız, bilmediğimiz ya da hayatımıza doğrudan etkisi olmayan insanların tavsiyelerini dinlemek çok daha makul ve anlamlı gelir. Çünkü tavsiyeyle birlikte gelen yargılanma, konumlandırılma veya “senin için en iyisini biliyorum” havası korkutur, tiksindirir.
P. G. Wodehouse’un çok yerinde bir tespiti vardır: “İnsanlara tavsiye vermekten nefret ederim, çünkü ne zaman versem bir şeyler yanlış gider.”
Gerçekten de öyle olur; çünkü tavsiye verdiğinde kendini bir anda olayların içinde ve problemin doğrudan bir parçası olarak bulursun. Bir anda senin de tavsiyeye ihtiyacın olur.
Tavsiye... Aman abi, kaç.
Comments