top of page

Teşekkürler!

SARIDJE

  • Apr 25

Bir ideologun yapmayacağı şey durup bakmaktır.

Peki, nasıl durup bakmak? Meşhur "Are we the baddies?"* MEME'inde olduğu gibi, arada sırada kendine "Acaba?" sorusunu sormak.


Acaba bu düşünce sistemi, bu perspektif, bu yaklaşım ve bu inanç sisteminde bir problem olabilir mi? Eğer öyleyse, nereye bakmam gerekir?


Durup bir bak. İyi gelir.


*Kötü taraf biz miyiz?

Bu coğrafyanın kültürü bize keşfi değil, teslimiyeti öğretti. Ve yanlış anlama; teslimiyet de önemli bir pratiktir. Tevazu ve yetinmeyle ilgilidir. Ancak bu eğilim, geldiğimiz noktada bizi neredeyse her anlamda tüketmiş durumda. Olgular yüzümüze tokat gibi çarptıkça, bilmenin ne kadar hayati olduğunu fark ediyoruz. Bilmediğimizin farkına varıyoruz. Bu farkındalık ise, hemen ardından aceleyle gelişen bir 'bilme iştahı'na dönüşüyor ki; orada da anlamak ile bilmeyi birbirine karıştırıyoruz. Çünkü dinlediğini anlamış olman; anladığını bildiğin anlamına gelmiyor. Bu yanılgı, hepimizi kısa süreliğine de olsa birer deprem uzmanına, ChatGPT doktoruna dönüştürüyor.


Bu kültürün değişmesi gerekiyor!


En azından bu satırları anlayabilenlerin ve temel akademik birikimi olanların değişmesi lazım.


Buna çok acil ihtiyacımız var.

  • Apr 23

Yaşadığımız problemlerin çoğu, kendimizi gerektiğinden fazla ciddiye almamızdan kaynaklanıyor. Trafikte böyle, siyasette böyle, akademide de öyle. Oysa başarılı toplumların çoğu tam tersidir. Bu yüzden ABD’de başkanla bile arkadaşınızmış gibi konuşabilirsiniz.

 

Bizde ise ciddiyetin temelinde liyakatsizlik, sosyal baskı, iş değil para; meslek değil makam vardır. Hayat, bu kadar kasmaya değmez. Klişe ama doğru: Bunu yeterince tekrar edersen, öğrenirsin.

 

Herkese geçmiş olsun.

bottom of page