top of page

Teşekkürler!

SARIDJE

Batı’nın neden çok ilerlediğinin ve Doğu’nun 15–16. yüzyıldan beri neden sürekli patinaj çektiğinin arkasında, adına ister kültürel ister dini deyin, tek bir temel kavram vardır:


Eleştiri.


Batı’yı şekillendiren inanç kültürü eleştiriye daha fazla alan tanırken, Doğu’da -özellikle de İslam dünyasında- yaşananlar bunun tam tersidir. Bu durum, prensiplere değil kişilere bağlılık; fikirlere değil olaylara teveccüh gibi birçok sorunsal doğurmuştur.


Hâlâ bu hastalığın etkisi altındayız. Hâlâ doğru tarafta durduğumuzdan adımız gibi eminiz. Geçenlerde bir araştırma okudum: “%99 bildiğimden eminim!” diyenlerin genel yayılma oranı %75’miş.


Hayırlı haftalar.

Ankara Kızılay tabelası viralinde de gördüğümüz gibi, etki ile kontrol arasında bir korelasyon yoktur. Bu etkiye sebep olan fenomen arkadaş, sürecin kendisini kontrol etmekten ya da yönlendirmekten çok uzaktır. Bu durum, bize etki eden tüm sosyo-ekonomik olaylarda böyledir.


Birbirimizi güçlü biçimde etkileyen, ancak bu etkilerin doğurduğu süreçleri kontrol etmekten oldukça uzak bir türüz. Covid’de de böyledir, Dubai çikolatasında da.


Pazarlamanın viral olandan her zaman kaçınması gerektiğini savundum. Çünkü pazarlamanın işi kontroldür.


Hikâyenin nereye evrileceğini elbette kestiremeyiz, ancak sonuçları ve kârı kontrol etmek zorundayız.

Hiçbir şeyi geri saramayız. İsterseniz simülasyonlar üzerinden konuşun; zaman bizim için tek bir doğrultuda akıyor. Bu tek seferlik deneyimin ise yegâne bir kuralı var: İleriden başka bir şeyi düşünmemek. Aksi, hızla hareket eden bir trende gözden kaçırdığınız tek bir manzaraya takılı kalıp yolculuk boyunca baş kaldırmamaya benzer.


Deliliktir. Geçen geçmiştir.


Zaman bizi geleceğe hapsetmiştir.


Ya da şimdiki zamana…


Hangi konsept sizin için daha anlamlıysa.

bottom of page