Taklit ve uyarlama
- saridje
- Aug 19, 2018
- 1 min read
Updated: Oct 2, 2018
Taklit denince ekseriyetle akıllara ilk "Çin" gelir. Adamlar her şeyin taklitini/kopyasını yaptılar ve yapıyorlar. Sahip oldukları tüm nüfus, jeopolitik ve ekonomik avantajlarına rağmen “Neden Çin hiçbir zaman dünya uygarlığını yönetemeyecek?” diye sorarsanız cevabım “Taklit” olur.
Taklit kısa ömürlüdür. Uyuşuktur. Değişime hazır değildir. Özgün olmadığı için sevilmez ve sürdürülebilir değildir. Tek kullanımlık eşya formatındadır. İhtiyaç giderir ancak kalıcı olamaz. Mesela Türkiye’nin batı taklitçiliği hep bu nedenle eleştirilmiştir.
Diğer taraftan uyarlama/adaptasyon çok farklı bir evredir. İnceler, nedenlerini anlamaya çalışır, analoji kurar ve yepyeni veya mutant bir sürüm inşa eder. Adaptasyon dinamik ve değişime hazırdır. Özgündür.
Batı’nın bilimsel, entelektüel ve kültürel öncülüğünü taklit etmek değil uyarlamak gerekiyor. Bunu yapabilmek için de öncelikle incelemeli ve anlamaya çalışmalıyız.
Dipnot: Ey Türk ihracatçısı -lütfen- taklit etme, uyarla!
Comentarios