top of page

Teşekkürler!

SARIDJE

İnsanlar, anlamadıkları şeyi satın almazlar. Ancak birçok girişimcinin gözden kaçırdığı nokta, anlamanın yalnızca rasyonel girdilerle gerçekleşmediğidir. Duygusal bir anlama da vardır.


Dyson veya Red Bull satın alan birinin üründen anladığı şey, duygularının karşılık bulduğu, yani tamamlandığı bir denklemden ibarettir.


Dyson yalnızca bir elektrik süpürgesidir ve Red Bull tadı çok kötü ve sağlıksız bir içecektir. Her ikisinin de hem fayda hem de fiyat açısından daha avantajlı muadilleri vardır.


Ancak, ürettikleri ve sattıkları duygu noktasında benzersizdirler.


Duygusal anlama ile iletişim kurman şarttır.

İster inan ister inanma; pazarlama sana milyonlarca, hatta belki milyarlarca dolarlık fikirler verebilir.


Bunların birçoğu uzun vadede kendini gösterir. Mesela, eğer İstanbul’daki metrolar -kendi tarzımızla- Londra’daki metro hatlarının durak mimarileri, işaret tabelaları, harita tasarımları ve diğer tüm logo detaylarında olduğu gibi hassasiyetle tasarlansaydı, sana iddia ediyorum ki metro kullanımı 10 kat artardı.


Ama “Metro sadece fonksiyonel bir araçtır” diye düşünen düşük zekalı bürokratlarımız , duygusal ve deneyimsel etkiyi görmezden geliyorlar. Aynı hataya kendi sektörlerinde sanayicimiz ve girişimcilerimiz de düşüyorlar.


Pazarlamayı asla göz ardı etmeyin. Kaybedersiniz.

New York, ilk Müslüman ve solcu belediye başkanını seçti. Zohran, ABD’de diğer her şey gibi, göründüğünden çok daha azı; görünmediğindense çok daha fazlasıdır.


“Bunlar ilginç zamanlar...” yorumu statüko sarsıldığında beliren bir mızmızlanmadır.


Sence Muhammed Ali’nin Müslüman olduğu, Martin Luther King Jr.’ın öldürüldüğü 1960’lar sıradan zamanlar mıydı?


Listeyi ve konuyu uzatmaya gerek yok...


Ancak bu günlerin teması kesinlikle “ilginçlik” değil, akıl tutulmasıdır.


Geçmiş olsun, NYC.

bottom of page