top of page

Teşekkürler!

SARIDJE

Apple Store’a girip “AirPods 4 alabilir miyim?” dediğinizde kimse size “Buna gerçekten ihtiyacın var mı?” diye sormaz. Absürt gelebilir ama -delirdiğini varsayarak- Bauhaus’a girip, son paranla hiç ihtiyacın olmayan en pahalı şarjlı matkabı satın aldığını düşünelim...


Kimse seni durdurmayacaktır.


Satış, senin satın alma niyetini sorgulamaz; onu yalnızca hızlandırmaya çalışır. Satın alma gerçekleştiğinde de gerekçeleri anlamaya çalışmaz.


Pazarlama ise satın alma gerçekleşirken ve sonrasında da devam eder; etmek zorundadır.


Çünkü pazarlamanın işi sana ürün değil, gerekçe/niyet satmaktır.

Yıllar önce şunu yazmıştım: Kirli bir tabela, hiç orada olmayan bir tabeladan daha çok şey söyler.


Pazarlamanın işi dikkat çekmektir; dikkat ise hep deflasyondadır. Fırsat penceresi çok dardır.


Kimsenin umrunda olmadığı bir dünyada, umursanmak zorunda olan işletmelersiniz.


Şansınızı zorlamayın; gıcır gıcır olun.

Hiçbir şey olmamış ve her şey yolundaymış gibi davranmak, adaptasyonun önemli özelliklerinden biridir. Homo sapiens ise bu konuda gerçekten her türden daha başarılıdır. Statükonun sürdürülebilirliği, bizim için hangi koşulda olursa olsun, hayatidir.

 

Türkiye’de, Türkiye’mizde, hiçbir şey yolunda gitmiyor. Bürokratik, siyasi ve sosyal anlamda her şey altüst olmuş durumda. Ama biz, meşhur tabirle, bu yeni normalleri olağanüstü normal karşılıyoruz.

 

Çünkü korkuyoruz.

 

Çünkü, pek bir faydası olmasa da, o malum sabah alarmını “Beş dakika daha.” diyerek ertelemeyi seçiyoruz. Az biraz daha konfora gerçeği takas ediyoruz.

 

Çok pişman olacağız.

 

Ve hataya düşmeyin, diğer her mesele bu çizdiğim kapsam dışında yüzeysel kalacaktır.

bottom of page