top of page

Teşekkürler!

SARIDJE

"Malatya'da freni arızalanan kamyon 15 araca çarptı: Ortalık savaş alanına döndü"


Bu tür başlıkları seviyoruz. 30 yıl geriye dönük manşetlere baktığınızda bunun gibi onlarca vaka görürsünüz. Benzerleri yalnızca bu yıl birkaç kez yaşandı.


Seviyoruz diyorum çünkü sevmesek, manşet sanki bu olay ilk kez oluyormuş gibi yazılmazdı. Başlıkta tekrar, sorumluluk ve suç işlenirdi.


Ortadoğu kültürünün en belirgin özelliği, sorunları örtbas etme yeteneğidir.


Ve evet, gocunma…


Bizi Ortadoğulu olarak tanımlayan bir siyasi anlayış hâlâ hüküm sürüyor.

"İnsanların senin hakkında ne düşündüğü konusunda endişelenme..."


Endişeleniriz.


Yani, pazarlamacılar olarak belki de tek endişemiz budur. Ve söz konusu antagonist kişi ne kadar art niyetli ve öznel olursa olsun, onu da ikna etmek durumundayız. İnsan seçemeyiz.


Yani nihayetinde evet, pazarlamacılar olarak endişeliyiz.

Sanat olmadan mesaj iletemeyiz; imkânsızdır. Şöyle düşün: “Dude” karakteri -yani Big Lebowski’deki- veya Yılmaz (Feyyaz Yiğit) dümdüz adamlardır; her yerde bulunurlar. Ama otantiklikleri gerçektir. Lakin Yılmaz’ı Yılmaz anlatamaz, onu ancak Feyyaz anlatır. Dude karakterini de basmakalıp, yüzeysel tipler ve onların kitlesi beyaz perdeye taşıyamaz; ona da Joel Coen gerekir.


Yani demem o ki: Mesajın, varlığın, idealin sıradan olabilir; yine de anlatılması gerekir.


Ve bunun için, mesafeli durduğun, sana kompleks ya da belki anlamsız gelen sanata ihtiyaç vardır.


Velhasıl, sanatsız Pazarlama olmaz.

bottom of page